10 Mart 2008 Pazartesi

ERKEKLER, TESTESTERON VE ALKOL


Birçoğumuzun hayatında, bir kere de olsa, illa ki alkol kullanmışlığı vardır. Kimisi dertten içer, kimisi neşelenmek için, kimisi içmiş olmak için, kimisi de sevdiği için içer. Bir alkolik olarak şunu söyleyebilirim ki içkiye bayılıyorum ve alkollü olduğum zamanlarda ayrı bir mutluluk hissine kapılıyorum. Tabii kimilerinizin üstünüze çok vazifeymiş gibi; alkol kötü, kaka veya kötülüklerin anası gibi cümleler kurduğunu tahmin edebiliyorum. Umrumda bile değil ancak bu yazının odak noktası benim alkol problemim değil. Erkeklerin alkolle olan birlikteliği ve testesteronun müdahelesi.


Gece dışarı çıkmayı çok sevdiğim için eğlenmenin yanısıra bolca da gözlem yaparım. Hoş aslında gözlem yapmak başlı başına eğlencelidir çünkü muazzam bir şahsiyet olduğum için insanların açıkları ve de salaklıklarıyla içten içe eğlenirim. "Aman tanrım ne kadar berbat bir gömlek", "Ne kadar 80'ler", "Kıza bak bir de oğlana bak" gibisinden uzayıp giden cümleler. Aranızdan çıkabilecek birkaç cingöz aklınca bana laf sokmak adına komplekslerim olduğunu söylemeye teşebbüs edebilir lakin gayet özgüven patlaması yaşarım genellikle.


Geçen haftasonu yine her zaman olduğu gibi birkaç arkadaşımla bir yerlere gittik. Allah için gittiğim yer fena bir yer değildi, en azından ergenlik dönemini yaşayan tıfıl gençler ve de meraklı değişim programı öğrencilerinin olduğu bir yer değil, yani kısmen. Daha ziyade yaşı başı bana kıyasla fazla olan, şık, güzel Fransızların rağbet ettiği bir mekan. O gece ben, Derya, Orhan ve de Erkan hep beraberdik. Gerçi Erkan okuduğum okulda 30 küsür yaşına gelmiş bir finans profesörü ve bizlerin de aynı okulda öğrenci olduğu düşünülürse ilginç bir durum. Gece çıkmadan önce de bir hayli içmişliğimiz vardı. Tabii mübarek şişede durduğu gibi durmadı ve de tesirini gösterdi ama bana göre en olmaması gereken kişiye, Erkan'a. Her halde artık bünyem etkilenmediği için ister istemez ayıktım ve de yine bolca gözlem yapabilme şansım oldu. Derya aramızdaki tek kız olduğu için bir anda Erkan için kolay hedef olarak görüldü ve de testesteron kendisini fiziksel manada göstermeye başladı. Bilmem kontrbası bilir misiniz? Kendisi bir müzik aletidir, dev gibi bir keman düşünün, bir insandan biraz daha uzun ve de çıplak elle çalınır. Alttan ve de üstten eller telleri okşar, çeker, bırakır durur. O gece istemeden de olsa Derya, Erkan'ın kontrbası olmuştu. Eller kollar bir türlü durmak bilmeden aşağı yukarı hareket ediyordu. Tabii ben burda size erotik hikaye anlatmaya çalışmıyorum, bir an ümitlendiyseniz de çıkın gidin ve de Google dan yeni bir arama yapın. Her neyse, işin enteresan yanıysa bizler bu kişiyi abi olarak görüp bilirdik ve nitekim evine de o niyetle giderdik, Derya'da dahil. O akşam alkolün de verdiği etkiyle bilinçaltı su yüzüne çıktı ve de içi dışı bir oldu.




Testesteronun hammadesi aslında alkol ve de kişiye aslında niyeti olup da yapamadığı hareketleri yaptırıyor. Kimisi bu örnekte olduğu gibi aklınca "aşk" yaşamaya çalışıyor, kimisi de, ki bunlar alt kültürden insanlardır, kendini Polat Alemdar sanıp kavga çıkartıyor. Bazıları da vardır ki "yaşasın çok eğleniyoruz" havalarına girip saçmalıyor ve kendilerini normal hayatta olduklarından daha komik duruma düşürüyor. Bu gruba mensup olanlar da daha çok, henüz legal içme yaşına erişmiş, yeni yetme aptallar oluyor. Aktiviteleri arasında eğlenmek adına çevreyi rahatsız etmek, bağırmak çağırmak ve sağa sola, insanların üzerine içkilerini dökmek vardır. Nitekim gecenin sonunda genelde bir yerlerde sızarlar, tüm toplumun iyiliği için sızdıkları yerde de kalmaları tercih edilir, bir daha kalkmamacasına. Öte yandan vandallaşanları da unutmamak gerek. Bu zavallılar sokakta ne kadar çöp kovası varsa devirir, yere tükürür, kusar, arabaların dikiz aynalarını kırar (Fransa için konuşuyorum). Bunların yanı sıra ne yazık ki aralarda bir duygu yaşayan erkek nedense pek ortalarda yoktur. Kimilerinin illet olarak adlandırdığı alkol neden erkeklerde uç duygular uyandırıyor? Testesteron salgılatan alkol aslında bir nevi Dr Jekyll ve Mr. Hyde hikayesini mi anımsatır bizlere? Bu denkleme göre saygıdeğer profesör bir tacizciye, üniversite öğrencisi bir şarlatana, yaşını başını almış bir adamı ise Rocky Balboa'ya dönüşüyor. Gündüzleri ise bu insanlar sokakta, okulda, işte hep etrafımızda gayet sıkıcı hayatlarına devam ediyor. Peki neden bu davranışlar çoğunlukla erkeklerce sergileniyor? Kadınlar neden biz erkekler kadar olaylı sarhoş olmuyor?



Bir erkek olarak kabul etmekten üzüntü duyarak ve de sizlerin göstereceği ama umrumda olmayacak olan değersiz tepkilere rağmen şunu söyleyebilirim ki bizlerin kafası salgıladığımız kimyasallardan ötürü pek çalışmıyor. Testesteron bizlerin düşünme mekanizmasını etkiliyor ve birçok kişinin zaten güç bela çalışan üç kuruşluk beyni işlevini yerine getiremez oluyor. Daha da ötesinde uçkuruna ve yumruğuna çalışıyor. Her ne kadar rahatsızlık verecek olsa da geceleri eğlendiğim nokta da aslında birazcık burada. Gittiğim gece kulübünde çevremde yontma taş devrinden fırlamış insanlar görmek veya dişisinin dikkatini çekmeye çalışan bir orangutanın kısmen evrimleşmiş ve de maalesef insana dönüşememiş ama benzemiş halini görmek kendimi iyi hissettiriyor ve bir kere daha kendime hayran kalmamı sağlıyor.


Öte yanda, bu zamana kadar alkolik olduğumdan bahsedip durdum ve benim ne hallere düştüğümü merak edecek olursanız, biliyorum çok umrunuzdayım, şu kadarını söyleyebilirim ki aşırı davranışlardan kaçınırım. Ya çenem açılır ya da mutlu olup keyfim yerine gelir ancak bu uğurda ne bir insanı rahatsız ederim ne de çevreye zarar veririm. Kendi halinde olan neşeli bir genç oluveririm... Aslında beni tanısanız bilseniz seversiniz, tabii ben sizi sever miyim orası ayrı bir mevzu bahis.















1 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel yazı olmuş tebrik ederim

Korkarım Misafirlerimiz Var Jonathan

Visitor Map