29 Aralık 2008 Pazartesi

Depresyondayım Unutuldum, Aldatıldım...

Fransa serüveninin istemeden de olsa sonuna geldim ve memlekete dönüş yaptım... Yahu bir düşününce ne umutlarla, heyecanlarla gitmiştim. Ancak herşeyden önce bu yazının "Ahh ne güzeldi keşke hiç bitmeseydi" kıvamında olduğunu zannetmeyin lütfen. Tabii ki de bitecekti, aksini düşünmek salaklık olurdu. Yalnız üzücü olan feci dercede hayal kırıklığına uğramam. Diploma benim için ikinci planda kalırken asıl maksadım master vesilesiyle orada kalıp iş bulmaktı. Olmadı... Şimdi ise işin üzücü yanı; ne istediğim işi yapabileceğim, ne istediğim firmada çalışabileceğim, ne de yaşamak istediğim şehirlerin birinde yaşayabileceğim. Merak edenlere duyurulur; başvurularımı Louis Vuitton, Channel, Gucci, Vacheron Constantin gibi firmalara yapmıştım, çalışmak istediğim şehirler ise New York, Londra, Paris gibi büyük şehirlerdi. Bu işin merkezi de Avrupa olduğu için, Türkiye'de aynı kalemde iş bulmam neredeyse imkansız. Özetle işsiz bir vaziyette Fransa'ya gelme maksadımın yanına bile yaklaşamadan yuvaya geri dönüş yaptım. Evet, Fifth Avenue Louis Vuitton'dan sonra şimdiki mesleğim Ankara'da ev adamlığı yapmak. Ta ki Nisan'da askere gidip gelene kadar... Ama şunu vurgulamalıyım ki feci hayal kırıklığına uğradım. Yıllardan beri planladığım bu proje ya da idealim diyelim sekteye uğradı.

Eğer yeni bir insanla tanışıyorsam kendimi tanıtmakta kullanacağım etiket artık eskisinden çok farklı ne de olsa bi bok olamayacağıma dair yoğun bir inanç kapladı içimi.

"Merhaba ismim Ralph, 24 yaşındayım ve ev adamıyım. Hobilerim arasında Alişan ve Çağla Şikel'in neşeyle sunduğu ve adeta bir kahkaha tufanı yarattığı "Herşey Dahil"i izlemek, aynı anda "Sabahların Sultanı" ile "Arım Balım Peteğim" arasında zapping yapmak var. Akabinde heyecanla "Deryalı Günler" eşliğinde el hünerlerimi geliştirmek. Bunlara ek olarak "Esra Erol'la İzdivaç" programından kendime eş seçmek. Ben de başvurdum, hala cevap bekliyorum. Kısmetse ben de aradığım kişiyi bulup evleneceğim. Ben okumayı da çok severim; özellikle Güzin Abla'nın köşesini büyük bir heyecanla takip ederim, Hafta Sonu mecmuasını ise asla elimden düşürmem. "Yemekteyiz" programı heyecan seviyemi yükselten bir diğer öğedir. Oradan öğrendiğim tariflerle Ayşe Tüter'e birgün meydan okuyabilecek hale geleceğim. Haaa Ayşe Tüter demişken Esra Ceyhan'ın programı da vazgeçemediklerim arasında. Sevdiğim sanatçılar arasında Ebru Yaşar, Alişan, Mehmet Ali Erbil, Hüsnü Şenlendirici, Hülya Avşar, Sibel Can ve bilimum ortam şarkıcıları var. Akşam olunca ise Popstar Alaturka'da heyecan seline kapılmak ve Binbir Gece'nin hiç bitmeyen heyecanına kendimi kaptırmak var. Evden çıkmıyorum mutasıp bir evadamıyım, en iyi arkadaşım yan komşumuz Şükufe Hanım. Haftada bir gün komşularımla konken oynuyorum."

Hayal kurmaktan, geleceğime dair plan yapmaktan vazgeçtim çünkü istediklerimin hiçbirini elde edemiyorum. Hayal kırıklığından nefret ettiğim için ve de acı verici olduğunu düşündüğüm için gri renkteki hayatımdan siyah-beyaz olanına terfi ettim. Son birkaç aydır gülmüyorum ve gözlerimdeki ışığı kaybettiğimi düşünüyorum. "Sağlık olsun" deme lüksüm yok çünkü yapım buna müsait değil. Hayatı ciddiye alan ve maddiyata önem veren biri olarak, kuyruğumu kıstırıp eve dönüp evadamı olma fikrine alışmakta zorlanıyorum. Herşeyden nefret ediyorum...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bugün dersimize Louis Vuitton Milanda sales assistance manager olan bi hatun geldi. Türk, bilgiden mezun. işletme okumuş istanbul vakkorama'da satış elemanı gibi başlamış işe. fashion bilmemne masterı yapmş itayada. daha 28 yaşında. şans faktörü de vardır tabi ama çok zor olmasa gerek.

Ralphius dedi ki...

evet o evvel ki satış tecrübesi çok önemli yani eğer bu işe bulaşmak istiyorsan iyi kötü gözü karartıp bir müddet iyi bir yerde sales person olman gerekiyor. portföyünü oluşturduktan sonra da daha yükseğe çıkman kolay oluyor. ben onu pek yediremedim işte. fakat belki de böyle daha iyi oldu galiba şu an hiç ummadığım bir sektörde gayet mutluyum :)

Korkarım Misafirlerimiz Var Jonathan

Visitor Map