14 Nisan 2009 Salı

"Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da..."


Alkollü blog yazmaya o kadar alışmışım ki yazdığım yazıları ertesi gün okuduğumda üzerime bir tiksinti geliyor. Sorun içerik değil, biçim ve anlaşılan o ki alkol beyin hücrelerimi etkileyip kendimi ifade etmem konusunda bir mani teşkil ediyor. Evet bir konu belirliyorum ve o topik üzerine yazmak istiyorum ancak beceremiyorum. Ancak bu sefer tamamen ayığım, her ne kadar elim şişeye uzanmak için irademle savaşsa da bu akşam içmeyeceğim.

Cumartesi sabahı bir kamyon filosunun altında kalmış edasıyla uyandım ve giyinmeye başladım çünkü bir gece önce kahvaltıya sözüm vardı. Bir Ankaralı'ya oldukça egzotik gelen Boğaz'da kahvaltı konseptini gerçekleştirmek üzere Çengelköy muhitine doğru yol aldım. İki sohbet, bir gazete ve bir kahve sonra kalktık ve biraz da karşı sahile gidelim derken Bayan H.N ve Bayan K.I. ile kendimi aniden Bebek'in vıcık vıcık kalabalığının ortasında buldum. Sakin ve Lucca dışında birşey olsun derken daha önce dikkatimi çekmeyen (There's a new man in town) "Happily Ever After" isimli sevimli bir yere attık bünyelerimizi. Tekrar sohbet, biraz tatlı ve dört kadeh şarap süren bu ziyaret, içeriye en yakın arkadaşımın maganda eski kız arkadaşının girmesiyle ve Rejans'a yaptırdığımız akşam yemeği rezervasyonu saatinin gelmesiyle son bulmak durumunda kaldı. Bulduğumuz ilk taksiyle, ki bu yaklaşık yarım saat süren bir arayış Beyoğlu'na doğru yola koyulduk.


Rejans; yaklaşık 75 yıllık tarihi olan bir restaurant. İlginç bir tezattır ki Fransızca ismi olan bu mekan aslında bir Rus restaurantı olup. Miller'ın en iyi yeme içme yerlerinden biri olarak honore edilmiş. Büyütülecek birşey yok; nihayetinde Michelin yıldızı almış değil... İçeriye girer girmez bir anda bir bağlılık hissettim. Sanki yıllar evvel ben buraya geliyordum, aşık oldum bir anda ve ilginçtir aslında ki iç mekanda çok matah birşey yoktu. Eski bir bina, sade fakat yine eski bir iç tasarım, yüksek tavan, iddialı olmayan bir avize, duvarda berbat yağlı boya tablolar, eskiden kalma fakat belli ki restore edilmiş bir zemin, balkon katı, yarı duvara kadar ahşap kaplamalar... İçeride kendimi sanki Madame Bovary kitabının bir sahnesinde veya eski Paris salonlarından birinde gibi hissettim.


İçeride buluştuğumuz diğer hanımlar ve beylerle yedi kişi oluvermiştik, yine de yedi arkadaştık cümlesini kuramıyorum üzgünüm. Aralarında sevmediklerim var çünkü. Her neyse, yerlerimize oturduktan sonra masamızla ilgilenen garson bu zamana kadar görmediğim bir giriş yaptı: "İyi akşamlar bayanlar, baylar ben Uğur. Sizlere hayırlı akşamlar, hayatlar, aşklar, afiyetler..." diye devam eden yaklaşık 30 hayır çeşidi saydı ve devam etti: "Bu akşam size ben hizmet edeceğim ve ben Ortadoğu ve Balkanlar'ın en tombul yanaklı ve en güleç garsonuyum." diyerek noktaladı. Şaşkın bizlerin ifadesi, durumu idrak edince sempatiye dönüştü tabii ve dedik aramızda ne tatlı bir garson diye. Sonra da siparişlerimizi verdik.

Soframız yavaş yavaş güzelleşmeye başladı. Önce limonlu vodkalarımızı shot'ladık, antrelerimizi yedik ve büyük bir heyecanla ana yemeklerimizi beklemeye koyulduk. Uğur elinde tabaklarla belirdiğinde gözlerimiz çoktan faltaşına dönmüştü ve servisi yaparken de ağzımızdan salyalar akıyordu. Kanaatimce oradaki en güzel yemek olan "Adbirnaya"yı istemiştim ben. Jambon, peynir ve mantar doldurulmuş pane dana eti. Yazarken bile ağzım sulandı tekrar ki gerçekten yemek övgüyü hakediyordu. Servis devam ederken ilginç birşey oldu. Bayan H.N. enginardan nefret eden birisi olarak, önüne gelen enginar içerikli yemeği görünce duraksadı ve kendisinin bu yemeği sipariş vermediğini nazik bir dille anlatmaya çalıştı Garson Uğur'a. Normal şartlar altında beklenen cevap; kusura bakmayın iken bir anda garsonun kız ile iddialaşmaya başladığına tanık olduk. Adam öyle tutkulu bir şekilde: "Hayır, hayır, siz onu demediniz, hayır, ben ne duyduğumu biliyorum, hayır, yanlışsınız..." diye ateş etti ki susturulduk. Sadece iddiaya giren bir ilkokul çocuğu edasıyla serçe parmağını havaya kaldırmadığı kalmıştı bir. Peki hata olabilir düzeltebilirdiniz ama düzeltmediniz bu da hanenize yazılan eksi bir puan.


Saat 21:30 sularında Gürcü bir bayan ile Kırgız bir Bey misafirlere canlı müzik çalıyorlar. Bay bir piyanistken bayan da vokalistlik yapıyor. Müzik yelpazesi ise çok güzel ve geniş; bir bakıyorsunuz Rus folk şarkıları çalınıp söyleniyor, bir bakıyorsunuz Şecaattin Tanyerli tangoları. Tekrar geçmişe gidiverdim o anda. Tabii vodkam bitince dedim yalnız gitmeyeyim, kadeh beyaz şarap söyleyeyim de o da gelsin benimle diyerek yuvarlamaya başladım kadehleri; 1, 2, 3, 4,... Tatlılar da yenildikten sonra artık hessap isteme vakti gelir ki biz de yavaştan Asmalımescit'e geçelim. Hesap Garson Uğur tarafından Kaşıkçı Elması taşınıyormuşçasına getirilir ve masaya bırakılır. Hesap normal gelmiştir ne az, ne de çok ancak yolunda gitmeyen, doğru gözükmeyen birşeyler vardı. Antreler + yemek + ortaya söylenen tatlılar + vodka kişi başı 70 TL gibi bir tutardayken, içtiğim şarabın kadehi 20 TL'ydi! Hayatım boyunca kadeh şaraba o kadar para verdiğimi bilmem yeryüzünün hiçbir ülkesinde ki şarabı çok sevmeme rağmen. Hani şişe açtırsam neyse fakat kadeh olunca işler değişiyor.


Garson Uğur'a burada sanırım bir yanlışlık var diye sormaya yeltendiğimde bana tokat gibi bir cevap verdi. Yine normalde olması gereken cevabın: "Bir baktırayım hemen" tarzında olması umulurken bana: "Anlaşılan siz hayatınızda daha önce hiç 75 yıllık bir restaurantta yemek yemediniz" dedi. Salak oldum şaşırdım kaldım, ben de aksini söyledim ki gerçekten de Michelin yıldızlı bir yerde de Paris'in eski restaurantlarında da bulunmuşluğum vardır ayıptır söylemesi. Beni orada ezdikten sonra devam etti ve bana kadehte şarap satmadıklarını yalnız eğer rica edilirse insanları kırmamak adına istisnalar yaptıklarını söyledi. Fakat şu var ki bana kimse kadehte şarap vermiyoruz demedi, tamam menüde gerçekten de yoktu kadeh şarap ibaresi ancak birçok yer istenilince getiriyor menüde olsun veya olmasın. Ayrıca bu çok temel bir restaurant kaidesidir ki kadeh şarap HER ZAMAN vardır. Özellikle ısrar etsem cezam neyse çekerim ama "bir kadeh beyaz şarap lütfen" dediğimde verilen cevap sadece basit bir "tamam" idi. Bu da yetmezmiş gibi ve yaptıkları marifetmiş gibi konuşmasını sürdürdü: "Size getirdiğimiz şarap çok özel bir şarap ve ............" diye özelliklerini saymaya başladı. Yahu kardeşim ben bana en özelinizi getirin mi dedim, tamam e hadi de madem gene iyilik yapıyosun sanki rica etmişimcesine bari söyle şunu getiriyoruz şarap olarak diye. Ayrıca ben bu noktada bana yalan söylendiğini düşünüyorum; çünkü hiçbir restaurantta Doluca, Kavaklıdere gibi markalar varken kalkıp da işletmeler kadehte en özel şaraplarını satmazlar. Şarap açıldıktan sonra bozuluyor ve madem bozulacak, kadeh şaraplar bizim düşük fiyatlı şaraplarımız olsun mantığı vardır. Ortadoğu ve Balkanlar'ın en tombul yanaklı ve güleç garsonu Uğur güzel başlayan introduction'ının ardından yaptığı terbiyesizliklerle, edepsizliğiyle, yalancılığıyla güzel başlayan gecemizin içine tükürdü.


Güzel bir mekana ve güzel yemeklere gölge düşüren bu adam, geçmişe doğru yaptığım bu yolculuktan beni apar topar geri döndürdü ve kendimi yeniden 21. yüzyıl sahtekarlığının içinde buldum. İşin en acı kısmı ise adam beni ezerken orada tıkanıp kalmam ve haddini gerektiği gibi bildirememem. Ama tabii ki de bunun altında kalmaya niyetli değildim ve o akşam o masaya bahşiş bırakmayı yasaklattım. Madem böyle bir hırsızlığa kafa yoruyorsunuz, ben de çirkefliğe kafa yorarım... Bu konuda kesinlikle haklı olduğumu düşünüyorum, belki aranızdan bana ucuzcu diyenler çıkabilir ancak söylemeliyim ki aşağılanmak, kandırılmak ve aptal yerine koyulmak en tahammül edemediğim şeylerdir ve her zaman bunlara karşı daha fazlasını da yapmaya hazırım. 75 yıllık tarihi Rejans gözümde bir anda adi ve alalade bir yer hale geldi.




1 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Hastalarımız için böbrek satın almak için bir kez daha buradayız ve onları kurtarmak için bir böbrek bağışlamak isteyen herkese iyi miktarda para ödemeyi kabul ettiler ve böylece bağışta bulunmak istiyorsanız veya bir Hayat kurtarmak istiyorsanız, lütfen aşağıda e-posta ile bize yazın.

Bu sizin için zengin olmanız için bir fırsattır, biz temin ederim ve bizimle% 100 güvenli bir şekilde sizinle güvence altına alıyoruz, herşey yoluna giden böbrek bağışçılarına göre yapılmalıdır.
Artık boşa harcamayın, lütfen irruaspecialisthospital20@gmail.com adresine bize yazınız.

Irrua Uzman Eğitim Hastanesi.

Korkarım Misafirlerimiz Var Jonathan

Visitor Map