11 Nisan 2009 Cumartesi

Libido vs. Hissiyat

Nefret ediyorum libido güdümlü yaşamaktan ve buna göre hareket etmekten... Bu gece de öğrendiğim derslerden bir tanesi de hormonal faaliyetlerin berbat sonucunda uyanan pişmanlık ve tiksinti hissiyatı. Gündüz aldığım bir invitasyon sonucu bir arkadaşımın rezidansımtırak evindeki bir partiye davet edildim. Sosyal açlık çeken ben bu havadisin verdiği heyecanla hiç tereddütsüz kabul edip kendimi tepsiyle sundum. Aslında sosyal manada pek eksiğim yok formül basit: sahte bir gülümse ve sevecenlik, akabinde gelişen olaylar. Ancak asıl şikayetim yakın ve paylaşımcı çevremin burada olmaması. O yüzden buradaki ilişkilerim çok bir içten pazarlıklı ve yapmacık. Tamamen empathy hedefleyen cinsten.

Akşam 22:00'ye doğru evden çıkıp, son derece muhabbet meraklısı bir taksiciyle Ataşehir'in yolunu tuttum. Destinasyona vardığımda içerideki güruhla tanıştım ve devamında ne yazık ki katılımcılardan bir tanesi zamanında çok beğendiğim hatta ve hatta uzunca bir müddet fantazilerimi süsleyen bir bayandı. İsmi E. olan bu kişiye zamanında ayrı bir ilgim vardı ve her gördüğümde libidom ayrı bir yoğun çalışırdı beyin fonksiyonlarımın hayal gücüme paralel olarak ayrı bir işlevselleşmesiyle. Bu zamana kadar yüzeysel; fakat iyi kötü sık bir muhabbetim olan bu Havva kızının asıl neye benzediğini bu gece öğrenme şerefine nail oldum. Gülermisin, ağlarmısın...

En son bu bayan ile geçen hafta kazara doğumgünü vesilesiyle (gerçekten bilmeden ve istemeden sadece bir consommateur olarak) 360'ta bir araya geldim ve şimdi yeniden karşıma çıkmıştı. Sohbeti ilerletmeliyim derken atılan adımlar birbirini izledi. Fakat o atılan adımlar, dakikalar geçtikçe ve ben onu biraz daha tanıdıkça tersten maratona dönüştü. Bir anda bir tiksinti beynimin en ücra köşelerine doluverdi.

Kızı anlatmak gerekirse kendisinin bir Stepford Wife ve Charlote York (Sex and the City) kırması bir Türk olduğuna kanaat getirdim. "Ben iyi aile kızıyım", "Ben iyi bir terbiye aldım", "Ben ahlak kuralları çerçevesinde yaşarım", "Ben Beyoğlu'na asla gitmem çünkü büyüklerim bana öyle tembihledi" döktürdüğü incilerden bazıları. Aslında kızı liseden beri tanıdığım için bu üstte yazdıklarımın meali: "Ben her daim derslerime çok çalıştığım için bir sosyal hayatım yok. Aslında benim bu zamana kada bir erkek arkadaşım bile olmadı; çünkü bu Türk örf ve adetlerine aykırı... Bu yüzden fazla yargıcı ve şımarık bir kaltak oldum".

En son geçen hafta 360'dan çıkarken; kafam yüksek sesli müziği kaldırmıyor diyen bu bayandan başka birşey beklenilemez üstelik doğumgününde bizlere haydi evlere dağılalım önerisi bile getirdi bu şahıs. Bugün ise tablo yine aynıydı. İnci kolyemi ve bileziğimi takarım. Zaten babam beni çok sever ve onu utandıracak birşey yapmaktan korkarım şımarıklığına ve mutaasıblığına tam gaz devam ediyor. Ancak herşeyi o kadar sahte ve bayağı ki kendimi çoğu zaman Teletubbie'lerle konuşuyormuş gibi hissediyorum. Kızın herşeyi suni ve yapmacık.

Bir de üstüne çok düzgün ayakları yapıp bunları beğeni mevzusuna getirmiyor mu (ben house müzik sevmem) beni benden alıyor... Ayrıca beğeni argumanını sunan bu kızımızın kalkıp da başka insanların beğenilerine laf edip bok atması ise tam bir sakatlama durumu. Sadece beğeniler değil istek ve arzular da şımarıklık vesilesiyle manipülatif bir etki kazanıyor. Örnek: "Bence .... yapmayalım, herkes ...... gitsin çünkü öteki berbat bir yeeeer... Ya da bu akşam olduğu gibi Anadolu Yakası'nda kalan bir arkadaşının yanında konaklayacak olmasına rağmen, partide çok eğlenmekte olan arkadaşını bile eve gitmek fikri üzerine ikna faaliyetlerine girmesi iyice bir çileden çıkardı beni. Bırak kız eğleniyor ne zorluyorsun? Ya evine defıol git ya da, arkadaşının keyifine nazikçe gülümse, isteksiz bile olsan. Sen kimsin be? Son derece yapmacık olan uyduruk herkesle arkadaş olup onlarla iyi vakit geçirmeliyim, kişiler üzerinde etki bırakmalıyım kavramı ise bambaşka bir rezalet.

O kadar pişmanım ki şu salağın peşinde koştuğum zamanı harcadığım için... Senden ve tüm türevlerinden nefret ediyorum .

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel kardeşim benim bi söz vardır "Komşunun damındaki kara laf edeceğine önce kendi kapının önündeki pisliği temizle" diye... sen hayatı ne kadar sosyal yaşıyorsunda yada senin kıza yaklaşma amacın sanki iyi niyetlide kıza laf etmişsin?

Hatta ve hatta be kardeşim sen hiçmi bilmezsin kızlar o bahaneleri sana seni istemediği için sıralamış yoksa bilmezmisin kapalı bile olsa bi kız çok isterse engel tanımaz herşeyi yapar herşeyi ama bu zihniyetle sen sabun, alkol, duş gibi yaşamsal faaliyetlerine devam:)

Korkarım Misafirlerimiz Var Jonathan

Visitor Map